Sosyal Devlet ya da Kaynaklar Havadan mı Geliyor?

Tarih:

Yazar:

Okuma Süresi:

3 dakika

Sosyal devlet üzerine yaptığımız bir sohbetin ardından, Mustafa Sönmez’in BirGün gazetesinde yayınlanan yazısını okumam önerildi. Yazıyı dikkatle birkaç defa okudum, çok başarısız bulduğum halde, yazı üzerinden sağlık hizmetleri üzerine fikirlerimi belirtme ihtiyacı hissettim.

AKP ve Sağlığa Erişimin Kolaylaşması Meselesi

Yazının giriş paragrafında bahsedildiği gibi, toplumun geniş kesimlerinde AKP dönemi ile birlikte sağlık hizmetlerine ulaşmanın kolaylaştığı ve hizmetlerin kalitesinde artış olduğu kabul gören bir durum. Yine yazıda belirtildiği gibi, ekonomide ve döviz kurlarında sağlanan istikrar, SGK prim gelirlerinde düzenli bir artışı beraberinde getirdi. Bu prim artışına ek olarak, bilişim sektöründeki gelişmelerin sağlık hizmetlerine entegrasyonundaki başarı, sağlık hizmetlerine çarpan etkisi yüksek bir katkı sağlayarak özellikle kalite açısından büyük gelişme sağladı. Ancak bu noktadan sonra bahsedilen “hastanelerin ticarethane gibi çalışması” meselesini biraz açmakta fayda var.

AKP hükümetlerinin sağlıkta erişilebilirlik, kalite ve hastanelerin iş yükünü azaltma amaçlı iki uygulamasına dikkat çekmek istiyorum.

Aile Hekimliği, her ne kadar üzerinde tartışma olan bir yapı olsa da, basit hastalıkların teşhisi, gerek görülürse hastanelere sevk etme, aksi halde ayakta tedavi ve ilaçlı tedavi gibi özellikleriyle hastanelerin iş yükünü azaltmaya yönelik bir hamle olarak görülebilir.

Sağlıkta ticarileşme konusu ise özel hastaneye başvuran hastalar için devletin bir miktar ödeme yapması şeklinde özetlenebilir. Sosyalist bakış açısıyla, para ile sağlık hizmeti alınması elbette olumsuz bir şeydir, ancak bu uygulamanın sağlık hizmeti için para verebilecek insanlar kadar, sağlık hizmeti için bütçesi yetmeyenlere de faydası azımsanmayacak kadar yüksek.

Devletin sağladığı sosyal hizmetler, öz maliyetleriyle birlikte yönetim ve denetim gibi ek maliyetler de ihtiva eder. Özel sektörün rekabetçi ortamında sağlanacak maliyet avantajı ve rekabetin getirdiği kaliteyi devlet kendi hastanelerinde sağladığı takdirde daha fazla maliyete katlanmak durumunda kalacaktır. Devlet destekli özel hastane hizmetinden faydalanan orta sınıf, daha kaliteli sağlık hizmetinden yararlanmakla kalmaz, aynı zamanda devlet hastanelerine azalan talep sayesinde bu hastanelerden hizmet alanlar da daha kaliteli bir deneyim yaşar. Özel hastanelere yönlendirilen talep, devlet hastanelerinin kalitesini arttırmaya yönelik bir politikadır.

Yükler ve Kesintiler Meselesi

SGK prim gelirlerinin yetersiz kaldığı durumda vergi havuzundan açığını kapatabilen bir kurumdur. Bu sayede sağlık hizmetlerinde prim hasılatının kalite ve kapasiteyi belirleyici bir sınır olmasına engel olunur. Ancak, burada unutulan bir nokta var ki aslında vergi havuzu da kısıtlı bir kaynaktır. Türkiye gibi asgari ücretli çalışanın bile direkt ve dolaylı vergilerle birlikte gelirinin yarısından fazlasını devlete aktardığı bir ülkede, vergilerin arttırılıp sağlık hizmetlerine aktarılmasının ekonomik açıdan ne kadar rasyonel olduğu bir yana, hali hazırda emeğinin önemli kısmını devletle paylaşan bireylerin daha da ağır bir vergi yükü altına sokulması ne kadar ahlakidir, bu uzun uzadıya tartışılması gereken bir konudur.

Sosyal devlet, kalesi olan Avrupa’da bile tartışılan bir konu. Hollanda Kralı Willem-Alexander’in ilk yıllık konuşmasında refah devletinin bittiğini ilan etmesi bu tartışmanın göstergelerinden sadece biri. Sağlık hizmetlerinin tartışma konusu edilmemesi geniş bir kabul olsa da, diğer hizmetlerden kesintilerin gündemde olduğu bir dönemde sağlık hizmetlerine daha fazla bütçe ayrılmasının ekonomik gerçeklerle ne kadar bağdaşacağı konusunda tartışmalar ise sürmekte.

Toparlarken…

Sağlık hizmetleri ve devletin bu konudaki rolü çok hassas ve tartışmalı bir alan. Bu konuda popülist olmayan her fikir beyanı haksız tepkileri üzerine çekebilecek nitelikte. Unutulmamalıdır ki, entelektüel olarak sağlık politikaları üzerinde belirtilen her fikir, bu yazı başta olmak üzere, doktorlar, hastalar ve hasta yakınları da dahil olmak üzere sağlık hizmetlerinin paydaşlarının daha kaliteli bir hayata sahip olmasından başka bir amaç gütmemektedir.

Bu yazı ilk defa duzensiz.org’da yayınlanmıştır.
30 Ağustos 2015

.