Gerçekleri Yazan Tek Haber Ajansı: Dolar

Tarih:

Yazar:

Okuma Süresi:

3 dakika

Yıllardır Türkiye’deki kötü yönetimin sonuçları olan hukuk sisteminin bitişinin¹, ekonominin arsa rantı ve inşaat üzerine kurulmasının, pozitif hibe ve teşvikler dışında girişim ekosistemine yapılan ciddi bir iyileştirmenin bulunmamasının, başta ifade özgürlüğü olmak üzere gündelik hayatta hissedilen baskının ekonomiye verdiği zararlar üzerine yazılıp çiziliyor.

Yurt dışı kaynaklı gelişmeleri yorumlayarak Türkiye için AR-GE, nanoteknoloji, yapısal reformlar (ta da! sihirli kelimeleri buldunuz) gibi kavramlar üzerinden reçeteler sunan aydınlar var. İşin en ilgi çekici yanı ise, bu aydınların girişimcilik deneyimi olmaması, hatta yurt dışında ikamet ediyor olmaları. Acaba gerçekten önemli olan bunlar mı?

Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi

Amerikalı psikolog Abraham Maslow 1943 yılında yayınlanan çalışmasında ihtiyaçlar piramidi adı verdiği tezini ortaya koydu². Bu tezinde işlediği ve bugün de geniş kitleler tarafından kabul gören fikri insanların ihtiyaçlarının belirli bir hiyerarşi içinde olduğu ve daha temel ihtiyaçları gidermeden piramidin üzerinde yer alan ihtiyaçları için ciddi emek sarf edemeyeceği, kısaca tabanı gerçekleştirmeden tavana doğru ilerlemeyeceği yönünde.

Piramitte de gösterildiği gibi, fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayamamış bireylerin kendilerini gerçekleştirmek için emek harcaması elbette ki beklenen bir gelişme olmayacaktır.

Girişimler ve Girişimciler: Startup!

Girişimcilik, özellikle günümüzdeki startup tarzı girişimler bireylerin fikirlerini gerçekleştirmek üzere risk alarak ortaya çıkardıkları bir duruma evrildi. Üzerinde düşündüğü fikirleri düşük sermaye/yüksek beyin ve emek gücü formülü ile hayata geçiren girişimcilerin döneminde yaşıyoruz.

Büyük şirketler birçok startup’ı sadece içinde çalışan personeli yeni bir departman kurup işe alım yapma sürecini verimli hâle getirmek için gerçekleştiriyor³. Satın aldıkları şirketlerin çalışanları olmadan pek bir değerinin olmadığının onlar da farkında. İmalat, ağır sanayi ya da inşaat şirketlerinin aksine inovasyon üzerine kurulmuş şirketlerin değeri içindeki bilgi birikimi ve insan kaynağından geliyor.

Türkiye Özelinde: Piramidin Neresindeyiz?

Türkiye’deki hukuki ve sosyal koşullar piramidin en tabanında, belki de bir tık üzerinde. Örneğin, en temelde kimsenin birbirine güvenmediği bir toplumuz⁴. Startup konusunda ülkemizin zemininin ne kadar uygun olduğuna dair birçok göstergeye daha değinebiliriz. Günün sonunda göreceğimiz girişimci bireyler için sosyolojik durumun da ciddi bir engel oluşturduğu olacaktır.

Kaynak: Dünya Değerler Araştırması Beşinci Dalga (2005–2009) ve Altıncı Dalga (2010–2014)’nın her ikisinde de bulunan 29 ülkenin verilerinin ortalaması kullanılmıştır.⁴

Ara Eleman Ülkesi miyiz?

Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar 2013 yılında söylediği sözlerle büyük tepki çekmiş olsa da, önemli bir tespit yapmıştır⁵:

Ara teknik eleman ülkesiyiz biz. O zaman biz çok daha iyi eğitim almak zorundayız. İnsanlarımızı çok daha iyi yetiştirmek zorundayız. Öyle kalem efendisi değil. Çocuklarımıza, evlatlarımıza sahip çıkacağız. Eğer biz çocuklarımızı iyi yetiştirirsek kalem efendisi değil, ara teknik eleman, üniversiteyi bitiren, teknolojiyi iyi kullanan, bilgisayar bilen ve lisan bilen, dünyadaki bütün bilgileri alıp onları çok iyi kullanan, çok kaliteli gençler olarak yetiştireceğiz.

Bu ifade çok tartışmalı. Bütün topluma belirli bir yönde hareket etme görevi yüklemesi ve “kalem efendisi” gibi fikri üretime olumsuzluk yükleyen bir anlam içerse de, ülkenin kalkınması için daha gerçekçi hedefler koyması açısından önemli. Ancak sorulması gereken esas soru şu: Ara teknik elemana dayalı imalat sanayinde ne durumdayız?

Teknolojik girişimlere belirli destekler sunuluyor ve sunulmaya devam edilecek. Ancak ülke olarak kalkınmamız piramitte bir anda 4 basamak çıkmakla değil, adım adım olacak. Ve bu adımları atmak için odak noktamızı doğru belirlememiz gerekecek. Yapmamız gereken yüksek katma değerli üretim için gerekli olan bireylerin geleceklerini öngörebilecekleri hukuki, sosyal ve yapısal zeminleri hazırlamak ve bu sırada ihtiyacımız olan refah artışını üretmek. Bu refah artışında ara teknik elemana dayalı imalat sanayinde güçlenmek ilk hedefimiz olsa da, günümüz dünyasında nihai hedefimiz olamayacak. Aksi takdirde ekonomik krizler, kötü gidiş ve çalkantılar peşimizi bırakmayacak.

Referanslar

  1. son yapılan AKAM araştırmasına göre halkın %97.1’i yargıya güvenmiyor
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Maslow_teorisi
  3. http://www.nytimes.com/2011/05/18/technology/18talent.html
  4. http://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/5273/Turkler+neden+birbirine+guvenmez_+
  5. http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/erdogan-bayraktar-biz-ara-eleman-ulkesiyiz-mucit-cikaramayiz-haberi-77595

İlk Yayın Tarihi: 25 Kasım 2016

E-Posta Bülteni

Yeni Çıkan Yazılara İlk Sen Ulaş!

.